Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır.
Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
İnsan ve Duygular'a Hoşgeldiniz...
6 Nisan 2016 Çarşamba
21 Ekim 2014 Salı
DUYGULAR VE DÜŞÜNCELER
NİL GÜN (1998) 2010 Geçmişin Gölgeleri Duyguların Dili
16-17s İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
17 Ekim 2014 Cuma
GEÇMİŞTEN GELECEĞE DUYGULAR
Kendi yaşam amacı doğrultusunda ''doğru''
yaşayan insan kendisini değerli hisseder. Özgüveni, özsaygısı, özönemi, özdeğeri,
özsevgisi yüksektir. Bu özelliklere sahip olduğu için de doğal olarak yaşamın
her boyutunda aynı saygıyı ve sevgiyi gösterir. Sevecendir ama kendisini
ezdirmez. Anlayışlıdır ama kendisini sömürtmez. Saygılıdır ama kendisini
savunmayı bilir. Geçmişte ve gelecekte değil an' da yaşar. Geçmişin duygusal
birikimine değil, deneyim ve zihinsel birikime sahiptir. Bu birikimlerden
yararlanarak geleceğin korku ve endişelerini taşımak yerine, isabetli kararlar
vermeyi, seçimler yapmayı bilir. Hata yapmaktan korkmaz. Geçmiş, yaşanmış ve
yaşanmamış an' lardan oluşur. Yaşanmış anlar bize deneyim zenginliği kazandırır.
''Yaşanmamış'' an' lar ise kızgınlık, öfke, suçluluk duygusu ve nefrete
dönüşerek yaşamımızı fakirleştirir. Böylesi olumsuz hale gelen duygu çöplüğü
-çöplüklerin metan gazı üreterek infilak etmesi gibi- her an patlamaya hazırdır.
Patlamanın ne zaman ve ne şekilde olacağını ve benliğimizde ne kadar hasara yol
açacağını da bilemeyiz. Dünya bir anda ''fıttıran'' ya da yaptıkları bir şeyden
dolayı, ''Bunu nasıl yapabildim?'' şaşkınlığını yaşayan insanlarla doludur.
NİL GÜN (1998) 2010 Geçmişin Gölgeleri Duyguların Dili
11-12s İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
11-12s İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
15 Ekim 2014 Çarşamba
MUTLULUĞUN FORMÜLÜ VAR MI?
Mutluluğun öncelikli şartlarından birisi de iyimserliktir. Hayatta bize darbe vuracak ya da bizi yıkacak pek çok şey vardır. Hiçbirimiz harikulade hayatlar sürmüyor, bulutların üzerinde yaşamıyoruz. Ancak bütün bu dertlerden sonra kazanım olarak bize bir şeyler kalabiliyorsa, yaşadıklarımızdan öğrenebiliyorsak; kaybettiklerimize rağmen, daima yaşamak için bizi ayakta tutabilecek bir şeyler bulabiliyorsak iyimserlik duygusuna sahibiz demektir.
Mutluluk aynı zamanda verebilmektir, fedakarlıktır. Biz aslında dayanışmayı seven bir toplumun çocuklarıydık ama giderek daha bencil, daha bireyci yaşamaya başladık. Fakat modern şehir hayatında hepimiz bir kenara çekiliyoruz. Oysa mutluluğun en büyük kaynaklarından bir tanesi karşılık beklemeden verebilmektir. Hani çok güzel bir söz vardır '' Veren el alan elden üstündür'' diye. Verebilen insan gerçekten kendisini çok mutlu hisseder. Bu, pek çok psikoloji deneyiyle de ortaya konulmuş bir gerçektir. Çünkü verdiğimiz zaman ruhumuzun yüceldiğini, daha iyi bir insan olduğumuzu hissederiz. Bu his bize mutluluk verir.
Prof. Dr. Kemal Sayar Ruh hali (2006)
Bireysel mutluluk-Sosyal mutluluk. 19-20-21 s. Timaş yayınları
Etiketler:
AİLE,
ERGEN-GENÇ,
HAYAT,
YAŞLI,
YETİŞKİN
12 Ekim 2014 Pazar
MUTLULUĞUN FORMÜLÜ VAR MI ?
İnsanı mutlu eden ikinci duygu ise ümittir. kimse geleceğin karamsar, karanlık koridorlarında kaybolmak istemez. Hepimiz, ne yaşarsak yaşayalım, hayata ümitle bakmak isteriz. Önümüzde ışıl ışıl bir geleceğin bizi bekliyor olmasını umarız. Hayata ümitle bakabilmek, bizi ayakta tutan güçlerden biridir.
Prof. Dr. Kemal Sayar Ruh hali (2006)
Bireysel mutluluk-Sosyal mutluluk. 18-19 s. Timaş yayınları
11 Ekim 2014 Cumartesi
MUTLULUK
Ortaokul yıllarında okuduğum bir hikayeyi paylaşmak istiyorum sizinle: İki yatalak hasta, hastanede aynı odayı paylaşır. Bu iki hastadan birinin yatağı hemen pencere kenarındadır. Dolayısıyla o, pencereden dışarıyı görebilir. Pencereden dışarıyı gördüğü için de orada olan biten her şeyi arkadaşına anlatır. İki hasta da yatalak olduğu için hiç kalkamazlar. Pencerenin kenarında olan hasta, arkadaşına her gün pencereden gördüklerini anlatır. Mesela der ki; ''Bak o dünkü çift yeniden geliyor. Kız çok neşeli. Oğlan biraz üzüntülü. Galiba kız onu biraz üzdü..'' Veya ''Bak bak geçen gün manavdan alışveriş yapan amca bu sefer torunlarıyla beraber gezmeye çıkmış. Torunları ne kadar büyümüş. Adam sürekli arkadaşına hikaye anlatır. Artık neredeyse o sokakla beraber yaşamaya başlar o iki hasta. Sürekli o sokak üzerine konuşur yorum yaparlar. Böylece hayatları gayet renkli geçer. Günlerden bir gün, pencere kenarındaki hasta ölür. Ölen hastanın oda arkadaşının, pencere kenarındaki yatağa geçmesine karar verilir. O da artık sokakta olup biteni görebileceği için gayet mutludur. Fakat adam yatağa geçince ne görür biliyor musunuz? Simsiyah bir duvar. Meğerse arkadaşı bütün her şeyi kendi hayal gücünden anlatıyormuş. Her gün simsiyah duvara bakarken renkli hikayeler kurguluyormuş. Aslında marifet burada. Yani hayata baktığımız zaman güzel hikayeler bulabilmekte, hayata güzel bakabilmekte.Prof. Dr. Kemal Sayar Ruh hali (2006)
Bireysel mutluluk-Sosyal mutluluk. 17-18. s. Timaş yayınları
10 Ekim 2014 Cuma
İÇSEL ÖZGÜRLÜK
NİL GÜN (1998) 2010 Geçmişin Gölgeleri Duyguların Dili
10-11. s İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
Etiketler:
AİLE,
ERGEN-GENÇ,
EVLİLİK,
HAYAT,
YETİŞKİN
8 Ekim 2014 Çarşamba
DUYGULARIMIZ
Suçluluk duygusundan coşkuya, kızgınlıktan sevgiye uzanan tüm duygularımız gereklidir,
olumludur. Çünkü bizim ruhsal gelişmemizi sağlar -eğer şimdi ve burada olan an' a aitse ve bu an' ımızın ifadesi ise. Duygularımızı olumsuz kılan şey onları dolu dolu yaşayıp ifade edebilmeyi bilemememiz, verdiği mesajları doğru değerlendiremeyişimiz ve duygularımızda zaman kayması yaşamamızdır. Tüm duyguları her yaşta deneyimleriz. Bu deneyimlerin öğretmek istediği dersi öğrenmezsek kendimizi rahatsız hissederiz. Sakladığımız, gizlediğimiz hatta utandığımız duygularımızla yüzleşeceğiz. Bu duygularımızın kaynağına ineceğiz. Bizi mutsuz kılan duygularımızı unutmaya çalışmak, reddetmek yerine anlamaya
çalışacağız. Kendimizi sorguladıkça, anlamaya, tanımaya, gelişmeye başlarız. Duygu özgürlüğü, gelişkin olgun insanın doğal halidir. Olgun insan an içindeki olaylara geçmişin önyargılarını taşımadan dürüstçe tepki verebilme yeteneğine sahiptir. Olgun insan, onay ve izin peşinde koşmaksızın en sağlıklı tepkiyi verebilen, seçimler yapabilen insandır. Olgun insan özgürce duygularını ifade ederken, başkalarının hak ve özgürlüklerini gözeten insandır.
NİL GÜN (1998) 2010 Geçmişin Gölgeleri Duyguların Dili
9-10 s İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
5 Ekim 2014 Pazar
Eğer bir çocuk;
Sürekli eleştirilerek büyümüşse
yargılamayı ve ayıplamayı öğrenir.
Kin, şiddet, öfke ortamında büyümüşse, şiddeti ve kavga etmeyi öğrenir.
Aşağılanarak ve alay edilerek büyümüşse acizliği ve utanmayı
öğrenir.
Sürekli utandırılmış ve değersiz görülmüşse, kendisini suçlamayı ve hiçliğini öğrenir.
DOROTHY NOLTE
Sürekli eleştirilerek büyümüşse
yargılamayı ve ayıplamayı öğrenir.
Kin, şiddet, öfke ortamında büyümüşse, şiddeti ve kavga etmeyi öğrenir.
Aşağılanarak ve alay edilerek büyümüşse acizliği ve utanmayı
öğrenir.
Sürekli utandırılmış ve değersiz görülmüşse, kendisini suçlamayı ve hiçliğini öğrenir.
Eğer bir çocuk;
Anlayış ve hoşgörü ile yetiştirilmişse, sabırlı olmayı öğrenir.
Cesaretlendirilmiş ve teşvik edilmişse, güven duymayı öğrenir.
Övülmüş ve takdir edilmişse, takdir etmeyi ve teşvik etmeyi öğrenir.
Hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, insanlara adil ve saygılı olmayı öğrenir.
Güven ve tutarlılık ortamı içinde büyütülmüşse, güvenli ve tutarlı olmayı öğrenir.
Varlığının kabulünü ve onayını görmüşse, kendini sevmeyi öğrenir.
Aile içinde sıcaklık, yakınlık ve arkadaşlık görmüşse bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.
DOROTHY NOLTE
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)